İştirak hissesi alımına ilişkin finansman giderlerinin, devir halinde kurum kazancının tespitinde dikkate alınmasına yönelik tereddüt gideriliyor.

İştirak hissesi alımına ilişkin finansman giderlerinin, devir halinde kurum kazancının tespitinde dikkate alınmasına yönelik tereddüt gideriliyor.

ÖNDER BOLAT

Yeminli Mali Müşavir (Sworn-in CPA), Bağımsız Denetçi (Independent Auditor), Partner at MERGER

Yayınlanma Tarihi: …

Kamuya olan borçların yapılandırılarak ödenmesine ilişkin düzenlemelerin yanı sıra, mevcut ve muhtemel ihtilafların sulh yoluyla sonlandırılmasını, matrah ve vergi artırımı yoluyla geçmiş vergilendirme dönemleri ile ilgili olası risklerin ortadan kaldırılmasını, işletme kayıtlarının fiili durumlarına uygun hale getirilerek kayıtlı ekonomiye geçişin teşvik edilmesini sağlayan düzenlemeleri içeren Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, 27.01.2023 tarihinde TBMM Başkanlığına sunuldu.

Teklifte, saydığımız düzenlemeler dışında bazı önemli düzenlemelere de yer verilmiş. Kanun teklifinde yer alan düzenlemelerden birisi de iştirak hissesi alımı nedeniyle yüklenilen finansman giderlerinin kurum kazancının tespitinde indirimine imkân veren madde.

Teklife göre, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmektedir.

“(3) Kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesi kabul edilmez. Şu kadar ki iştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri, Kanunun 19 uncu maddesi kapsamında yapılan devir işlemleri sonrasına isabet edenler de dâhil olmak üzere, kurum kazancından indirilebilir.”

Madde gerekçesinde, değişikliğin şirket birleşme ve devirlerinin desteklenmesi amacıyla iştirak hissesi alımı nedeniyle yüklenilen finansman giderlerinin devir sonrası da indirimine imkân tanımak olduğuna yer verilmiş.

Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, iştirak hissesi alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesinin kabul edilmeyeceği hükmü zaten yer almaktaydı.

Vergi Usul Kanunu’na göre, hisse senetleri ile fon portföyünün en az % 51’i Türkiye’de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgeleri alış bedeliyle, bunlar dışında kalan her türlü menkul kıymet borsa rayici ile değerlenir. Yine mezkûr Kanun’da alış bedeli, bir iktisadi kıymetin satın alma bedeli olarak tanımlanmış, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi ile ilgili diğer giderlerin alış bedeline dahil edilmeyeceği hükmüne yer verilmiştir.

Yani, alınan ve aktife kaydedilen iştirak hisseleri alış bedeli ile değerlenecek, dolayısı ile bu kıymetlerin alımı dolayısı ile katlanılan finansman giderleri payın maliyetine dahil edilmeyecek, katlanıldığı dönemde gider olarak kurum kazancının tespitinde dikkate alınacaktır. Bu paylar dolayısı ile elde edilen temettünün iştirak kazancı istisnası nedeniyle, bu payların elden çıkarılması dolayısı elde edilen satış kazancının belirli bir kısmının iştirak hissesi satış kazancı istisnası nedeniyle vergilendirilmeyecek olması, iştirak hissesi alımı kaynaklı finansman giderinin istisna dışı kurum kazancından indirimine engel teşkil etmiyor.

Mevcut düzenlemede, iştirak hissesi alımı sonrasında iştirak eden kurumun ve iştirakin Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19 uncu maddesi kapsamında birleşmesi durumunda iştirak hissesi alımı nedeniyle katlanılan giderlere yönelik indirimi engelleyen bir hüküm yer almıyor.

Bununla birlikte Vergi İdaresi, iştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderlerinin Kanun’un 19 uncu maddesine göre gerçekleştirilecek devir işlemi sonrasında, iştirak hissesi alımına ilişkin finansman giderlerinin kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınmasını düzenleyen herhangi bir hükme yer verilmemiş olması gerekçesi ile bu şekilde bir birleşme durumunda, birleşme tarihine kadar katlanılan finansman giderleri için bir düzeltmeye gerek görmese de devrin tescilinden itibaren iştirak hissesi alımına ilişkin finansman giderlerinin kurum kazancının tespitinde indirimini kabul etmiyordu. (Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 22/07/2014 tarih ve 64597866-125[19-2014]-117 sayılı özelgesi)

27.01.2023 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulan Kanun teklifi ile konu açıklığa kavuşturulmakta ve iştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderlerinin, Kanunun 19 uncu maddesi kapsamında yapılan devir işlemleri sonrasına isabet edenler de dâhil olmak üzere, kurum kazancından indirilebileceği hükmüne yer verilmektedir.

Teklifte yer alan geçici madde ile (GEÇİCİ MADDE 1/1), konu ile ilgili olarak vergi incelemeleri veya takdir işlemlerine istinaden herhangi bir vergi tarhiyatı yapılmayacağı, vergi cezası kesilmeyeceği, daha önce yapılmış olan tarhiyatlardan ve kesilmiş cezalardan varsa açılmış davalardan feragat edilmesi kaydıyla vazgeçileceği, tahakkuk eden tutarların terkin edileceği, tahsil edilen tutarların iade edilmeyeceği düzenlemesine yer verilerek inceleme ve tarhiyat safhasındaki durumlar için de uygulamada bütünlük sağlanması amaçlandığı anlaşılıyor.

Netice olarak, eğer komisyonda bir değişikliğe uğramaz ve söz konusu değişiklik teklifi bu şekilde yasalaşırsa, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19 uncu maddesi kapsamında devir durumunda, devralan kurumların iştirak hissesi alımına ilişkin finansman giderlerini kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate almasında tereddüt ortadan kalkmış olacak.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir